DOLAR 32,1302 -0.01%
EURO 35,1243 0.02%
ALTIN 2.223,19-0,49
BITCOIN 2128731-1,65%
Antalya
17°

KAPALI

05:42

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kumluca Belediyesi nden İki Kapılı Han Aşık Veysel i Anma Programı
145 okunma

Kumluca Belediyesi nden İki Kapılı Han Aşık Veysel i Anma Programı

Kumlucalı Halk Ozanı Barış Eken, sözü ve bestesi kendisine ait olan Aşık Veysel adlı türküsünü seslendirdi. Müzik Öğretmeni Galip Şengül de Aşık Veysel’in duygularını dile getirdiği şiirlerini seslendirdi. İçeriği oldukça zengin olan anma programı, izleyicilerden tam not aldı.

ABONE OL
13 Aralık 2023 18:46
Kumluca Belediyesi nden İki Kapılı Han Aşık Veysel i Anma Programı
1

BEĞENDİM

ABONE OL

AŞIK VEYSELİ ANMA GECESİ PROGRAMI TAM NOT ALDI

Kumluca Belediyesi, ‘2023 UNESCO Aşık Veysel’i Anma Yılı’ etkinlikleri kapsamında Kumluca Mehmet Akif Ersoy Kültür Sanat ve Kongre Merkezinde, ‘’İki Kapılı Han, Aşık Veysel’i Anma Gecesi’’ programı düzenledi.

Programda Kumluca Belediyesi Tiyatrosu oyuncuları, Aşık Veysel’in yaşam öyküsünü başarılı bir performans göstererek sahneledi.

Kumluca Belediyesi Koro Şefi İbrahim Bilgenoğlu, Aşık Veysel’i anlattığı ve kendi bestelediği şiirini, Kumluca Belediyesi Koro Sanatçısı eşi Yüksel Bilgenoğluyla birlikte seslendirdi. Kumluca Belediyesi Orkestrası, Aşık Veysel’in türkülerini seslendirdi.

Kumlucalı Halk Ozanı Barış Eken, sözü ve bestesi kendisine ait olan Aşık Veysel adlı türküsünü seslendirdi. Müzik Öğretmeni Galip Şengül de Aşık Veysel’in duygularını dile getirdiği şiirlerini seslendirdi. İçeriği oldukça zengin olan anma programı, izleyicilerden tam not aldı.

Programa Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu, eşi Nurgül Köleoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Kumluca İlçe Başkanı Fahreddin Karaöz, Gelecek Partisi Kumluca İlçe Başkanı Mehmet Aksoy, Saadet Partisi Kumluca İlçe Başkanı Ergün Eren, Kumluca Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Selçuk Çınar, Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Başkanı Fahri Özen’i temsilen Menderes Oktay ve Ramazan Akasman, Kumluca Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Başkanı Durmuş Tomaç, Kumluca Ticaret Borsası Başkanı Fatih Durdaş’ı temsilen Genel Sekreter Eşref Aydın ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Toptancı Hal Müdürlüğünü temsilen Hüseyin Bayer katıldı.

Aşık Veysel Kimdir ?

Âşık Veysel Şatıroğlu (1894-1973)

1894 (H. 1310) yılının güz aylarında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya gelmiş olan Âşık Veysel, çiftçi Karaca Ahmet ve Gülizar çiftinin altı çocuğundan beşincisidir. Âşık Veysel’in ailesi 1934’te Soyadı Kanunu ile birlikte önce Ulu soyadını almış, sonrasında ise lakapları olan Şatıroğlu ile bunu değiştirmiştir. Âşık Veysel, yedi yaşında yakalandığı çiçek hastalığı sonrasında sağ gözünü kaybetmiştir. Sol gözüne ise perde inmiştir. İlerleyen zamanlarda ahırda uğraştığı bir gün babasının koltuğunun altındaki üvendirenin (ince, uzun değnek) gözüne saplanması üzerine sol gözünü de kaybetmiştir. Böylece Veysel’in karanlık dünyası başlamıştır. Aslında bu karanlık dünya onun Âşık Veysel olma yolunda ilerlemesini sağlayan önemli bir aşama olarak da düşünülebilir. Âşık Veysel’in görme engeli, eğitim hayatını etkilemiş ve okula gidememiştir. Onun sanat sahibi olmasını isteyen babası Ahmet Efendi, Veysel’e saz dersleri aldırmaya karar vermiştir. Böylece Âşık Veysel’i, kendisinden “ilk saz hocam” diye bahsettiği Molla Hüseyin’e çırak olarak vermiştir. Âşık Veysel, on beş yaşlarına geldiğinde saz çalmaya, köylerine gelen halk şairi Camşıhlı Ali Ağa’dan usta malı şiirler öğrenip söylemeye başlamıştır.

Görme engeli dolayısıyla askere gidemeyen Âşık Veysel, 25 yaşına geldiğinde akrabalarından birinin kızı olan Esma ile evlenmiştir. Bu evlilikten iki çocuğu olmuştur. Oğlu Ali, doğduktan on gün sonra, kızı Elif ise iki yaşındayken ölmüştür. Esma ve Âşık Veysel çiftinin evlilik hayatı, sonrasında kötü bir şekilde son bulmuştur. Âşık Veysel, ikinci evliliğini 1929 yılında Sivas’ın Hafik ilçesinde bir tekkede tanıştığı Gülizar Hanım ile yapmıştır. Çiftin bu evlilikten Zöhre, Ahmet, Hüseyin, Menekşe, Bahri, Zekine ve Hayriye isminde yedi çocukları dünyaya gelmiştir.

Âşık Veysel’in hayatında yeni bir dönemin başlangıcı ise Sivas Millî Eğitim Müdürü Ahmet Kutsi Tecer’le tanışması olmuştur. 1931 yılında Tecer’in Sivas’ta düzenlediği Sivas Halk Şairleri Bayramı’na katılan Âşık Veysel, saz şairliğini kamuoyuna duyurmuştur. Bu bayrama Âşık Veysel’in dışında Dertli Haydar (Haydar Özdemir), Seyit (Seyit Türk), Cehdî (Veysel Cehdî Kut), Ali (Ali Akış), İzzeti (Ali İzzet Özkan), Feryadî (Mustafa Feryadî Çağıran), Ali (Ali Tozkoparan), Hamit (Hamit Şeker) ve Derdimend (Fatma Oflaz) katılmıştır.

Cumhuriyet’in 10. yılında Âşık Veysel, Sivas Nahiye Müdürü’nün isteğiyle yazmış olduğu “Atatürk’tür Türkiye’nin İhyası” diye başlayan ilk şiirini okumuştur. Bu şiiriyle sesini duyuran Âşık Veysel, kendini âşık olarak halka tanıtmayı başarmış ve Ahmet Kutsi Tecer tarafından “Halk Şairi” olduğuna dair belge almıştır. Cumhuriyet Destanı, Türkiye’nin kuruluş süreci ve bu süreçte etkin rol oynayanlarla birlikte devletin ihyasında en büyük rolü oynayanın Atatürk olduğunu belirten satırlarla başlamaktadır. Şiirinde Atatürk’ün vatanı kurtarmak için canından geçtiğini, vatanı düşmandan temizleyip modern Türkiye’nin canlanmasını sağlayan temel taşları diktiğini belirten Âşık Veysel, bu yolda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söylemektedir.

Bu destanı okumasından sonra Âşık Veysel, Sivas’tan yola çıkarak üç ayın sonunda Ankara’ya vardığında ilk arzusu Atatürk’ün huzuruna çıkmak olmuştur. Eşi Gülizar Hanım’ın “Ata’ya gidemediğine bir, askere gidemediğine iki; yanardı ki o kadar olur…” sözü, onun ömrü boyunca en büyük iki isteğinin de gerçekleşemediğini veciz bir şekilde belirtmektedir. Arzusuna ulaşamayan Âşık Veysel’e vekiller ve bakanların yardımıyla Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin kapıları açılmıştır. Destan, 2 Nisan 1934’te Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlandıktan sonra âşığı bütün Türkiye’nin tanıması yolunda önemli bir aşama kat edilmiştir. Destanın beğenilmesi üzerine aynı gazetenin 3 Nisan 1934 tarihini taşıyan nüshasının ilk sayfasında Âşık Veysel’in bir fotoğrafı ile şiirine ilişkin bir değerlendirme yazısı yayımlanmıştır.

Ankara yolculuğundan sonra Âşık Veysel, Çorum, Tokat, Yozgat, Kayseri, Konya, Mersin, Adana, İstanbul gibi şehirlerde çeşitli âşık toplantılarına katılmıştır. Geçimini sağlamak için şehirleri ve köyleri dolaşmıştır.

Âşık Veysel, TRT radyolarında çeşitli programlara katılmıştır. Cumhuriyet gazetesinin günlük ya da haftalık radyo programlarını yayımladığı köşesindeki bilgilere göre Âşık Veysel, İbrahim ile birlikte ilk defa 15 Nisan 1936’da radyo dinleyicisiyle buluşmuştur. Cumhuriyet’in ilanından sonra basında gelişmeler olunca Âşık Veysel, kendi ifadesine göre 1933-35 yılları arasında radyoya davet edilmiş ve orada bazı şiirlerini okumuştur. Onun dinleyicileri arasında Gazi Mustafa Kemal de vardır. Âşık Veysel’in anlatımına göre; onlar radyodan ayrıldıktan sonra Atatürk, Dolmabahçe’den radyoya telefon ederek kendilerini görmek istemiş, fakat kimse onlara ulaşamamıştır. Âşık Veysel, ertesi gün Atatürk’ün bulunduğu köşke gelmiş olsa da ikinci kez Gazi Mustafa Kemal’le görüşme imkânını bulamamıştır.

Dönemin Sivas Milli Eğitim Müdürü Ahmet Kutsi Tecer, 1941 yılında Âşık Veysel’in Arifiye Köy Enstitüsüne saz öğretmeni olarak atanmasını sağlamıştır. Hayatının en içli ve en güzel şiirlerini bu dönemde söyleyip yazdıran âşık, Arifiye Köy Enstitüsü dışında Hasanoğlan (1942), Eskişehir Çifteler (1943), Kastamonu Gülköy (1944), Yıldızeli Pamukpınar (1945), Samsun Ladik Akpınar (1946) köy enstitülerinde birer yıl saz öğretmenliği yapmıştır. Saz öğretmenliğinin dışında bazı köy enstitülerinde ise değişik zamanlarda konserler vermiş, halkevlerinin çeşitli toplantılarında şiirler söylemiştir. 1946’da saz öğretmenliğini bırakan Âşık Veysel, köyüne dönerek orada bir meyve bahçesi kurmuştur.

Âşık Veysel için Türk Folklor Araştırmaları Dergisi (İhsan Hınçer) önderliğinde, çeşitli kurum ve kuruluşların da desteğiyle İstanbul’da (1952) jübile yapılmıştır. Bu gecede Ahmet Kutsi Tecer, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Mes’ut Cemil, Eflatun Cem Güney ve Behçet Kemal Çağlar Âşık Veysel’i çeşitli yönleriyle tanıtmışlardır. Gecede Vedat Nedim Tör, Yaşar Kemal Göğçeli, Ercüment Behzat Lav ve Orhon Arıburnu ise âşığın şiirlerinden örnekler sunmuşlardır. Benzer bir jübile de Ankara’da yapılmıştır.

1965’te Âşık Veysel: “Ana dilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü, yaşadığı sürece vatanî hizmet tertibinden” TBMM tarafından aylık bağlanarak ödüllendirilmiştir. Âşık Veysel, II. Sivas Halk Şairleri Bayramı (30 Ekim 1964) ve Konya II. Âşıklar Bayramı’na (28-30 Ekim 1967) katılmıştır. Konya II. Âşıklar Bayramı’nda yarışmaya katılmayıp jüri üyesi olarak görev yapmıştır. Âşık Veysel, 15 Ağustos 1971 tarihinde Nevşehir ilinin Hacı Bektaş ilçesinde verdiği konserden sonra rahatsızlanmış, 21 Mart 1973 tarihinde vefat etmiştir. Onun ölümünden sonra Hürriyet gazetesinin açmış olduğu kampanya dâhilinde çok kısa bir süre içerisinde 335 bin lira toplanmış ve bu paranın 200 bin lirası ile Veysel’in heykeli yapılırken geri kalan para ile köyünde bulunan okulun ihtiyaçları karşılanmıştır. Sivrialan köyünde bulunan Âşık Veysel Şatıroğlu’nun evi, Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılmış ve 1982 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır. Âşık Veysel Şatıroğlu’nun ölümünün üzerinden epey geçtikten sonra muhtaç durumda bulunan eşi Gülizar Şatıroğlu’na ise 1990 yılında vatani hizmet tertibinden aylık bağlanması, Bakanlar Kurulu’nca kararlaştırılmıştır.

İlk saz eğitimini Molla Hüseyin’den alan Âşık Veysel, usta malı şiirler öğrenip söylediği Camşıhlı Ali Ağa vesilesiyle Emrah, Tarsuslu Sıtkı, Hüseyin, Kul Sabri, İğdecikli Veli, Kemter Baba, Pir Sultan Abdal gibi âşıkların şiirlerini ezberlemiş ve saz eşliğinde söylemiştir. Badeli bir âşık olmayan Veysel, 40 yaşına kadar usta malı şiirler söylemiş, bu yaştan sonra ise kendi şiirlerini söylemeye başlamıştır. Şiirlerini saz eşliğinde icra eden Âşık Veysel’in genellikle 11’li hece ölçüsüyle şiirleri vardır. Çoğunlukla koşma, destan tarzında ve ağıt türünde örnekler veren âşığın az da olsa taşlamaları bulunmaktadır. Şiirlerinde sade, içten, samimi bir üslup görülmektedir. Aşk, gurbet, ayrılık, hayatın faniliği, içinde yaşadığı toplumun kültürel değerleri, pek çok tabiat unsuru, okul ve hastane, hayatında yer eden önemli devlet adamları ve vatan sevgisi gibi konular işlenmiştir. Âşık Veysel, yaşadığı coğrafyanın ve Türk insanının özelliğini, yaşadığı dönemin pek çok sosyal ve toplumsal (Kıbrıs Olayları ve Dumlupınar Denizaltısı’nın batması vb.) olayını da şiirlerine taşımıştır.

Şiirlerinde eşi, annesi ve çocuklarının dışında hayatında iz bırakmış kişilerin adları da görülmektedir. Sivas Millî Eğitim Müdürü Ahmet Kutsi Tecer, Sivas Halkevleri Başkanı Nüzhet Çubukçu, Raşit, Veysel’in annesi, Gülizar Hanım, Doktoru Kemal Fikret Arık vb. bunlar arasında yer almıştır. Konya Âşıklar Bayramı’na katıldığında ziyaret ettiği Mevlâna, sık sık ziyaret ettiği Hacı Bektaş Velî, ünlü nüktedan Neyzen Tevfik de manevî dünyasında yer alan büyüklerdir.

Doğaya saygılı, değer veren, tabiat sevgisiyle dolu Âşık Veysel şiirlerinde, görmeyen gözleriyle canlı bir tabiat oluşturmuştur. Onun dünyasındaki tabiatın, çiçeklerin yeri konuşmalarında da karşımıza çıkmaktadır. Halk türkülerinin son zamanlarda yenileştirilmiş, armonize edilmiş şekilleri hakkında fikri sorulduğunda o şu cevabı vermiştir: “Yüksek dağlarda güzel rayihalı küçük, beyaz çiçekler olur. Şehirliler bunları görür, bayılırlar, bahçelerinde bu çiçekleri yetiştirmek isterler, yetiştirirler, hatta dağların çiçeği orada daha beyaz, daha gösterişli olur, olur ama artık rayiha o rayiha değildir.” Bu sözüyle onun hem tabiatı nasıl canlı bir şekilde tasvir ettiği hem de halk türkülerini yenileştirme düşüncesine karşı bakış açısı görülmüş olur.

Konu bakımından çeşitlilik gösteren şiirlerinde Yunus Emre ve Karacaoğlan’ın etkisi görülmektedir. Tasavvufî konulara, özellikle vahdet-i vücûd düşüncesine de yer vermiştir. Daima birleştirici, kaynaştırıcı bir tavır içinde olan Âşık Veysel’in  şiirlerinin özünde insan sevgisi, barış  arzusunun yanında kardeşlik ve birlik düşüncesi de yer almaktadır. Fikir ayrılıklarına saygı duyup insana insan olarak değer vermiş, ırk ayrımını eleştirmiş, sen-ben ayrımını istememiştir.

Âşık Veysel, vatanını seven, onu koruyan, daima yükselmesini arzulayan ve bunun için çalışmak gerektiğini şiirlerinde vurgulayan biridir. Vatan sevgisinin kişiyi çalışmaya teşvik ettiğini ve vatanını sevenlerin milletine, ülkesine karşı borcunu çalışarak ödemesi gerektiğini şiirleriyle dile getirmiştir. Ona göre vatan aşkıyla çalışan insanın geride kalması mümkün değildir. Âşığın Atatürk döneminde yaşaması, ülkenin zor şartlardan nasıl kurtarıldığını görmesi bu konular üzerinde fazla durmasında etkili olmuştur. Vatan uğruna verilen şehitler, karşılaşılan zorluklar Âşık Veysel’in vatan ve millet aşkını, Türklük duygusunu daima diri tutmuştur. Halkevleri ve köy enstitüleri gibi Cumhuriyet’in kurumlarına olan sempatisiyle Âşık Veysel, şiirlerinde devletin ve inkılâpların yanında olduğunu göstermiş, vatandaşlar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde doğru yolun Atatürk yolu olduğunu dile getirmiştir.

Âşık Veysel, şiirlerinin yanı sıra bazı konserlerinde halk nesrinin türlerinden örnekler vermiştir. Bunun yanında masallar ve esprilere de yaşantısında yer vermiştir. Onun plağa okuduğu ilk türkü ise kime ait olduğu konusunda çeşitli rivayetler olan ve rivayetlerin XIX. yüzyıl halk şairlerinden İğdecikli Veli üzerinde yoğunlaştığı “Mecnun’um Leylamı Gördüm” isimli türküdür.

Âşık Veysel hakkında bugüne kadar pek çok kitap, yüzlerce makale, armağan dergi, özel sayılar ve sempozyumlar yapılmış, bildiriler sunulmuştur. Senaryolar yazılmış, filmler çekilmiş, tiyatro oyunları sergilenmiş, belgeseller yapılmış, hakkında haberler çıkmış, televizyon programları düzenlenmiştir. Hayatı, şiirleri ve müziği hakkında çeşitli üniversitelerde yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapılmıştır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.!function(f,b,e,v,n,t,s) {if(f.fbq)return;n=f.fbq=function(){n.callMethod? n.callMethod.apply(n,arguments):n.queue.push(arguments)}; if(!f._fbq)f._fbq=n;n.push=n;n.loaded=!0;n.version='2.0'; n.queue=[];t=b.createElement(e);t.async=!0; t.src=v;s=b.getElementsByTagName(e)[0]; s.parentNode.insertBefore(t,s)}(window, document,'script', 'https://connect.facebook.net/en_US/fbevents.js'); fbq('init', '1827607557726675'); fbq('track', 'PageView');